Uzman Kimyager Eda BIYIK'a Duzeltmelerimiz


Yalçın Bayer, 1 Şubat 2022 Tarihli “Kenevirde Doğrular” Yazısında, Tarım Bakanlığı, Uzman Kimyager Eda BIYIK’ın  Kenevir Hakkında Beyan Ettiği Söylenen  
YANLIŞ Bilgilere Dair Düzeltmelerimiz

Dünyada kenevir; Birleşmiş Milletler 1961-72 “Uyuşturucu Maddeler Tek Sözleşmesi” ile yasaklanmış bir bitkidir. Anlaşmaya taraf olan Türkiye'de, yasaklanması süreci öncesinde veya sonrasında, herhangi bir bilimsel araştırma neticesine dayandırılmamış, bütünüyle ABD'nin öncülüğünde atılan imzalara ortak olunmuştur. 

61 yıllık, hiçbir bilimsel temeli olmadan imzalanmış yasağın neticesinde, ülkemizde (ve dünya genelinde) kenevir konusunda bilimsel araştırmalar, çalışmalar durma noktasına gelmiş, bitki hakkında halkın tarımsal hafızası ve Anadolu yerli kenevir ırkı (landrace) büyük ölçüde yok olmaya terk edilmiştir.

61 yıllık yasak ile; sadece çiftçinin, sivil halkın değil, yöneticilerimizin, bürokratlarımızın ve onlara bağlı uzmanlarımızında bu konudaki bilgilerini eser/yok seviyelerine geriletmiştir. Devleti idare eden yöneticilerin, çalışmakla yetkilendirildikleri bakanlıkların, idareci oldukları alanda uzmanlık bilgilerine hakim olmaları genelde rastlanan bir durum değildir. Bu durum Dünyada da böyledir. Çünkü her Bakanlığın bu konuları bilmekle yükümlü uzmanları vardır. Ancak kenevir, uzun yıllardır süren yasaklı bir konu olması sebebiyle, eğitim kurumlarımızdan bu bitki üzerine yetişmiş uzman personel bulmak, böyle bir şeyi beklemek haksızlık olur. Sayın Uzman Bıyığın dile getirdiği söylenen bilgileri bu açıdan ele aldığımızı, saldırgan değil, doğru bilgilere erişmesi için elimizdeki verileri açık kaynak paylaştığımızın notunu düşelim.

Sayın Bayerin, İlgi yazısındaki sırayı takip ederek cevaplarsak;

Uzman Eda Bıyık: Tıbbi kenevir içeriğinde bulunan kannabinoidler arasında bulunan THC ve CBD’nin ekstraksiyon sırasında birbirinden ayrılamadığı, ayrılabilmesinin maliyeti çok yüksek tekniklerle olabileceği"

YANLIŞ: Eda hanımın söylemek istediği, cannabis (kenevir) bitkisinden elde edilen ekstraktın içinden THC:CBD ayrımının yapılamayacağı iddiası doğru değil. Başta ABD ve Kanada'da sadece THC, CBD değil diğer cannabinoidlerde tekil olarak izole edilebilmektedir. Ki buna zaten gerekte yoktur. Zira ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerinde THC oranı %0,2-0,8 olan kenevirin ekimi, bitkiden elde edilecek cannabinoidlerin (CBD) içeriği ürünlerin satışı, tüketimi yasaldır (ki Türkiye'de izin verilen endüstriyel kenevir 'hemp' de bu kategoridedir). Türkiye'de CBD ürünlerinin üretimi yapılmamakla ve fiilen yasal olmadığı halde, ülkenin önde gelen alış-veriş sitelerinde CBD yağı satışı yapılmaktadır. Blogumuzda bir kaç yıl önce dile getirdiğimiz gibi, bunların neredeyse HİÇBİRİNDE CBD içeriği bulunmamakta veya eser miktarda bulunmaktadır. Test mekanizmasının olmadığı CBD ürünler, bunlardan şifa bekleyen hastaların, binlerce lira ödediği bir pazara dönüşmüş durumdadır. 

Uzman Eda Bıyık: "CBD’nin asidik ortamda geri dönüşümsüz olarak THC’ye dönüştüğünün Japonlar tarafından ve Amerika’da yapılan araştırmada ispat edilmiş olması"

YANLIŞ: Buda bilimsel araştırmalara dayandırılmayan, internet hurafe bilgilerinden biridir. Bu hurafeler, örneğin Merrick et al. (Merrick J, Lane B, Sebree T, et al. Identification of psychoactive degradants of cannabidiol in simulated gastric and physiological fluid. Cannabis Cannabinoid) (*) klinik ortamda test edilmiş, bunların sonucunda yüksek dozajda CBD alınması durumunda bile, mide asidinin bunu psikoaktif bir dönüşüme sokmadığı ortaya konmuştur. Söz konusu çalışmanın "gözden geçirildiği" diğer çalışmalarda da aynı neticeler elde edilmiştir. Öte yandan asidik ortamın THC'yi CBD'ye dönüştürdüğüne dair bilimsel bir çalışma bulunmamaktadır (bizim taramalarımızda ulaşabildiğimiz bir veri değil diyelim)

Uzman Eda Bıyık: "CBD’nin biyoyararlanımı hakkında daha fazla araştırma yapılması gerektiği"

BİLGİLENDİRME: Cannabis hakkında yeterince bilimsel çalışma ve araştırmanın bulunmadığı” görüşü genel olarak 1999 öncesine ait ve halen dolanımda olan ancak, günümüz gerçeğini yansıtmayan bir beyandır. “Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı izleme Merkezi (EMCDDA)'nin Aralık 2018'de yayınladığı raporda, 28 kez referans gösterdiği; “The National Academices of Sciences-  NASEM 2017” raporunda bile, “Akademinin 99 raporunun çok ötesinde bilimsel çalışmaların/yayınların mevcut olduğunu ve taramalarının 99 sonrasında yayınlanmış 23 BİN BİLİMSEL makaleyi kapsadığını” açıkça ifade etmişlerdir.


Yukarıdaki tabloda ABD Milli Tıp Kütüphanesi (Pub.Med)’de kayıtlı “cannabis” konulu bilimsel makalelerin yıllar içerisindeki sayısal artışında açıkça görüleceği üzere; 1999 öncesinde yılda 100’den az (69) çalışma yayınlanmışken, bu rakam 2017’de 2500/yıl seviyesini aşmıştır. 

Bu çalışmaların çoğu, “Cannabis”in Dünya genelindeki yasaklı durumu sebebiyle; bilim insanları ve araştırma merkezlerinin imkanları, ancak yasal olarak temin edebildikleri, ekseri sentetik cannabinoidler ile sınırlı kalmıştır. Aşağıda, EMCDDA’nin 2018 raporunda sıklıkla referans gösterdiği “Whiting- 2015 Raporu”nda bu durum net bir şekilde görülmektedir. Söz konusu verilerin temel alındığı bütün ilaçlar, sentetik cannabinoidlere ve/veya sadece 2 cannabinoid içeren (100'den fazla cannabinoid içeren bitkinin kendisi) Sativex ilacının kullanılmasına dayanırken, Doğal Cannabis bitkisinin tüketimi sonucuna dair sadece 1 çalışma yer almıştır. Buna rağmen cannabinoidlerin tıbbi değeri, bazı semptomların tedavisinde “makul” olarak etkisi kabul edilmiştir.

 

Hastalık

Çalışma Sayısı

(Hasta Sayısı)

Cannabinoid (Çalışma Sayısı)

Sonuç / Etki

Kemoterapiye bağlı kusma

3 (102)

Dronabinol (2),

Sativex (1)

Bulantı ve kusmaya karşı yanıt

Düşük

HIV/AIDS

1 (88)

Dronabinol

Kilo Alımı; 6 Haftada 2kg dan fazla kilo kazanan hasta sayısı

Düşük

Kronik Ağrı (Nöropatik ve Kanser Ağrıları)

8 (1370)

İçilmiş THC (1),

Sativex (7)

Ağrıların Azalması ≥30% NRS veya VAS skorları 2-15 Haftalık İzleme

Makul

6 (948)

Sativex (6)

Ağrı: NRS Skoru (0-10) 2-14 Haftalık İzleme

Makul

3 (613)

Sativex (3)

Ağrı 3-15 Haftalık İzleme

Makul

6 (267)

Sativex (5),

Nabilone (1)

Hastada global değişim izlenimi 3-14 Haftalık İzleme

Düşük

5 (764)

Sativex (5)

Nöropatik Ağrı Skalası 5-15 Haftalık İzleme

Makul

3 (573)

Sativex (3)

Yaşam Kalitesi

12-15 Haftalık İzleme

Makul

MS ve Parapleji Kaynaklı Spastisite

2 (519)

Sativex (2)

Spastisite Semptomlarında % 50 azalma

6-14 Haftalık İzleme

Düşük

2 (519)

Sativex (2)

Spastisite Semptomlarında % 30 azalma

6-14 Haftalık İzleme

Düşük

5 (1244)

Sativex (4),

THC/CBD (1),

Dronabinol (1)

Spasticity

3-15 Haftalık İzleme

Makul

3 (698)

Sativex (2),

Nabilone (1)

Spastisite

NRS veya VAS skorları

Düşük

4 (1433)

Nabilone (2),

Dronabinol (1),

THC/CBD (1)

ADLs

ADL Barthel Indeksi

Makul

2 (497)

Sativex (2)

Yürüyüş Hızı

Makul

3 (461)

Sativex

Global İzlenim

Hastada global değişim izlenimi

Düşük


Uzman Eda Bıyık:"Amerika’da FDA’nın kenevir bitkisini bitki olarak onaylamadığı"

TAMAMEN YANLIŞ: 

ABD, Federal Gıda ve İlaç İdaresi (FDA)’nin,  Suç ve Terör Alt Komitesi, Yargı Komitesi ve ABD Senatosu önündeki “Cannabisin Riskleri ve Tıbbi Potansiyel Faydalarını Araştırma” İfadesinde (Temmuz 2016) İtiraf Beyanı olarak kabul edilen şu ifadelere bir göz atın isteriz;

        FDA’nin; ilaç geliştirme başvurularını inceleme, geçilmesi gereken aşamalar ve kabul sürecine dair detaylı bilgilendirmenin ardından, Institute of Medicine (IoM) eski raporunda (1999) belirttiği cannabis klinik kullanımındaki sorunların; cannabisin içilmesinden kaynaklı doz ayarlanaması gibi  unsurlardan kaynaklandığını, cannabisin klinik deneylerinde daha güvenli ve alternatif alım yöntemleri geliştirilmesinin hedeflenmesibeyanına referans vererek, devamında; “Eğer cannabisin ileride ilaç olarak bir geleceği olacaksa bu ancak bitkiden elde edilen bileşenlerin izole edilmesi ve bunların sentetik karşılığı ile mümkündür. İzole edilmiş cannabinoidler, ham bitki karışımlarından daha güvenilir etki sağlayacaktıralıntısına yer vermesine rağmen FDA, kenevirin BİTKİ OLARAK tıbbi değerini ikrar ettiği, almış olduğu kararlar ve ruhsatlandırmalar ile göstermiştir. FDA, tamamen Cannabis bitkisinden elde edilen (hiçbir sentetik unsurun karıştırılmadığı) 1:! ölçüde THC: CBD içeren Sativex ile sadece CBD içeren Epidiolex ilaçlarını ruhsatlandırmıştır. 


    Sentetik cannabinoid ilaçlara ve Sativex/Epidiolex’e izin verirken, neden doğal cannabis bitkisini ve içeriği diğer cannabinoidleri yasaklı sınıfta tuttuğunu açıklamaya çalışırken; “ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi (DEA)’nın bu konuda kendilerinin üstünde bir irade olduğunu ve son karar merciinin burası olması sebebiyle, DEA’nın 1.sınıf yasaklılar listesinde olan cannabis bitkisinin tıbbi izinlendirilmesi ve araştırılmasının ancak buranın onayından sonra mümkün olabileceğini açıkça ifade etmiştir.

    Öte yandan, ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi (DEA) 2019 yılı bilimsel araştırmaları için 2,450,000 gram cannabis yetiştirilmesini talep etmiştir. Bu rakam bir önceki sene 443,680 gram olarak izinlendirilmiş idi. DEA 2019 yılı için ayrıca 384,460 gram THC üretilmesine onay verdi.

    1968’den beri Missisipi Üniversitesi, Milli Uyuşturucu Suistimal Enstitüsüne cannabis yetiştirmektedir. Bu tekel, pek çok bilim insanından tepki almış, kalitenin düşüklüğü ve sürecin ağır işlemesi sebebiyle, şikayet konusu olunca, Obama döneminde bu tekel kaldırılmak istenmiştir. Devlet üniversitelerin araştırmalarına kaynak sağlayacak çeşitlilikte yetiştiriciler seçilip lisanslandırılmıştır. 

Uzman Eda Bıyık: "toplumlarda kenevir tüketiminin artmasının toplumsal davranışları olumsuz yönde değiştirdiği, ABD’de yapılan bir çlışmada trafik kazalarının artmasının esrar kullanımları kaynaklı olduğu, Avrupa ve ABD’de kenevirin eğlence amaçlı kullanımlarının yaygınlaştığı ve bu nedenle pasif içiciliğin arttığı, böylece yine kenevir kullanımlarının arttığı, kenevirin yetiştirilmesindeki yasal mevzuatın esnetilmesi ile evde yetiştirme yöntemlerinin de artacağı, böylece genç nüfusun kenevire ulaşabilmesinin kolaylaşacağı"

YANLIŞ: Ancak ne hikmetse, bu çalışmalar hep cumhuriyetçilerin ağırlıklı olduğu eyaletlerde (veya araştırma bütçesini sağlayan kuruluşlar cumhuriyetçi lobiler) ortaya çıkıyor. Oysa bu konuda, en son Trump hükümeti Adalet Bakanlığının yaptırdığı araştırma raporuna (**) göre bile, kenevire bağlı suçların ciddi bir şekilde düştüğü, herhangi bir suç artışına rastlanmadığının gözlemlendiği ifade edilmiş. Eda hanımın bahsettiğinin aksine, raporda değerlendirildiği şekilde; Washington Eyaletinde gerçekleşmiş DUI (Toksik haldeyken araç kullanımı) trafik kazalarının; "%59.3'ünün alkolden kaynaklandığını, cannabis tüketilmesiden kaynaklanmış kaza yüzdesinin ise %18,5 olduğu belirtilmiştir." Öte yandan Portekiz, İspanya, Hollanda, Kanada, ABD gibi ülkelerde "suç olmaktan" çıkartılması ile buna ulaşmak için işlenen suçları ortadan kaldırdığı veya ciddi oranda azalttığı kesin verilerle ortaya konmuştur.

Uzman Eda Bıyık: "Kenevir bitkisinin sadece dişisinin değil, erkeğinin de narkotik kullanımı bulunmaktadır ve terör örgütlerinin finans kaynağı durumunda olması sebebiyle riskli bir bitkidir. Bu nedenle, ekim ve yetiştiriciliği için ilave güvenlik, kontrol ve denetleme tedbirlerinin alınması gerekir."

YANLIŞ: Yukarıda bahsettiğimiz gibi, uzmanlarımızın bu bitkiyi tanımamaları, öğrenilmiş propagandalardan ve devletin bu konudaki uygulamalarından kaynaklı bilgilerle sınırlanmış olmaları, Kenevir konusunda neredeyse bütün devletlerde karşılaşılan bir durumdur. Erkek Kenevir bitkisi yok/eser miktarda cannabinoide sahiptir. Terör örgütlerinin finans kaynağı olduğu iddiası ise, yasaklı olan ülkeler için doğru bir tespittir. Örneğin ABD'de, Meksika sınırından yoğun miktarlarda geçirilen kenevir ve buna bağlı suç oranı, yasallaşma öncesi ve sonrasındaki rakamlar gündüz ve gece gibi farklıdır. Ülkenin dört bir yanında izole kara pazar mahalleleri oluşturmuş bölgeler, hiçbir güvenlik müdahalesi olmadan kendiliğinden ortadan kalkmıştır. Kara pazarda 60 dolar/grama ulaşmış rakamlar, medikal değerde, regülasyon altında yetiştirilmiş, hiçbir toksik gübre veya spreyleme içermeyen yasal muadillerinin 7 dolar/grama gerilemesi ile piyasa imkanı bulamamış, kendiliğinden ortadan kalkmak zorunda kalmıştır. Terör örgütleri böyle bir şeyin ticareti yasak olduğu müddetçe parasal kaynak sağlayabilirler. Hiç kimse doktor tarafından reçetelendirilmiş, devlet kontrolünde, ciddi testlerden geçmiş, regülasyonu oluşturulmuş sağlıklı ürünler yerine, karanlık, gasp/darp edilme riski yüksek mahallere giderek, içeriğinde ne olduğunu bilmediği ve 10 katı fazla fiyata sahip bir şeyi almaya tevessül etmez. 


Uzman Eda Bıyık: "Kenevirin üretimi için ülkemizde sanayi hacminde üretimin gerçekleştirilebileceği miktarda tohum bulunmaması sebebiyle, ekimlerin güvenlik tedbirleri kapsamında kontrolünün sağlanmasında zorluklar söz konusudur."

DOĞRU AMA..: Kenevir tohumu üretmek için DİŞİ kenevire sahip olmanız gerekir. Buda aynı zamanda cannabinoid içeriğini kontrol etmenizi gerektirir. Bunu kontrol edecek güvenlik güçlerine sahip olmakla beraber, fiiliyatta uygulama astarı bezinden pahalıya mal olur. Diğer yandan, üretici çiftçiyi sürekli tedirgin etmek zaten pazarı (yurt içi) olmayan bir ürünün ekiminde tercih edilmesini azaltır. Yurt dışından tohum getirttiğinizde ise 50km yarıçapı bir alanı dölleyebilecek (bulaştıracak) mikron ölçekte polenlere sahip olması sebebiyle, yerli kenevir ırkını tamamen ortadan kaldıracaktır (bizim iddiamız ise, hali hazırda tamamen yok olduğu yönündedir.)

Uzman Eda Bıyık: "İthal kenevir tohumlarının tarım arazilerine ekilmesi durumunda, exudate etkisinden dolayı toprağın mikrobiyal ve kimyasal florasını negatif yönde etkileyerek zarar vermektedir." 

YANLIŞ: Kenevir bitkisi dünyaya orta asyadan yayılmıştır. Özellikle endüstrisini ve medeniyetini kenevirin üzerine inşa etmiş ülkelerin topraklarına baktığınızda böyle bir veri bulamazsınız. Aksine kenevirin inanılmaz adaptasyonu sayesinde, hem yüzeysel hem derine inen köklerinin, üzerinde yaşadığı toprağın kalitesini arttırdığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. İthal Kenevir tohumuna dair endişelerimizi içeren başvurularımız Tarım Bakanlığının evrakları içerisindedir.Tarım Bakanlığımızın yetki verdiği üniversitelerimiz ve akademisyenlerimizin Türkiyenin binlerce yıllık yerli kenevir ırkının yok olmasına hizmet edecek uygulamalar (ekim) gerçekleştirdiğini, Bakanlığımızın kendi kitapçıklarında görebilirsiniz (yabancı menşeili kenevir ırkları ile yerli ırk ekimini aynı yerde, yan yana gerçekleştirmeleri, buralardan elde edilen tohumların Türkiye'nin diğer bölgelerindeki kenevir ekimi yapanlara verilmesi gibi).

Uzman Eda Bıyık: "THC miktarı düşük kenevir tohumları ekilse dahi iklim koşullarının değişmesi ile THC miktarı değişebilmektedir, bu sebeple THC miktarının kontrol altında tutulması zordur."

KISMEN DOĞRU: THC oranı düşük Endüstriyel Kenevir bitkisinin dahi; sıcaklığa, güneşe, hasat zamanına bağlı olarak, THC miktarında kısmi artışın olduğu doğru bir bilgidir. Ancak, bu o kadar düşük bir orandadır ki, psikoaktif etki yaratacak kadar yükselmesi söz konusu bile değil. 


Uzman Eda Bıyık: “Dünya Sağlık Örgütü’nün BM’den geçirmeye çalıştığı uyuşturucuyu teşvik eden anlayışı 27 ülkeye liderlik yaparak engelledik. Aksi halde dünya kenevir tarlası haline getirilecekti." 

EN DEHŞET VERİCİ BEYANA CEVABIMIZI EN SONA BIRAKTIK: Birincisi, Eda hanımın kastettiği "dünyayı uyuşturucu cennetine dönüştürecek girişimi engelledik" beyanını, hangi oturumda alınmış, hangi karara dayandığını, hangi metne eklenmiş olduğunu bilemiyoruz. Bu cümlenin arkasının, altının doldurulması gerekir. Sadece ABD'nin Federal Sağlık kurluşu değil, ondan bağımsız her bir eyaletin kendi sağlık bakanlığına bağlı doktorların, akademisyenleri de değil, Kanada, Hollanda, İspanya, Portekiz, İsrail başta olmak üzere bütün gelişmiş ülkelerin bilimsel zekasına ve daha önemlisi insanına verdiği değere açıktan aşağılama getirmiş bir beyandır. Bunu yaparken, hangi karşı bilimsel çalışma gösterilmiştir? Bunların Memoları nerededir? "Bütün dünyayı yanlıştan kurtardığımız" oturum, çalışma ne zaman gerçekleşmiştir?

Bakınız, koca ülkemiz (ve kendisiyle beraber dönemin bir çok ülkesi) 61 yıllık kenevir yasağını SADECE ama SADECE; Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Uzman Komitesi”nin 1954’te 5nci toplantısındaki; Güney Afrikalı polislerin düşüncesine göre; cannabis bağımlılığı ve suç ilişkisi cannabis suistimalinin afyon (opium) bağımlığına sürükleyeceğine dair delilbeyanına dayandırılmıştır. Yani dönemin muktedirleri, önlerine getirilen bu iddiaları araştırmak için ülkenin sayısız üniversitesine, akademisyenine danışmak yerine, bu beyanın doğruluğuna itimat ederek imza komuştur.

AMA AYNI ORGANİZASYON (Birleşmiş Milletler) yine AYNI ALT KOMİSYONU'nun (Dünya Sağlık Örgütü); 2018 tarihli, geniş araştırma ve bilimsel makalelerin kritiğine dayanan, cannabis lehine olumlu görüşlerini ise kabul etmeyerek, söz konusu yasağın en baştan bilimsel değil politik bir karar olduğunu göstermiştir.

Birleşmiş Milletler 1961-72 “Uyuşturucu Maddeler Tek Sözleşmesi” Uygulamada Fiilen Kadük Olmuştur.

Anlaşmayı dikte ettiren taraflar başta olmak üzere pek çok imza ülke uygulamalarında anlaşmadan çekilmiştir. 

Aşağıda hazırladığımız, BM 1961-72 “Uyuşturucu Maddeler Tek Sözleşmesi”ne Taraf Ülkelerde Mevcut “Medikal Cannabis”in Mevcut Statüsünü net bir şekilde  görebilirsiniz.

Ülke

Sivil Kullanım

Medikal Kullanımı

ABD

10 Eyalette Yasal ancak Federal Düzeyde yasadışı

33 Eyalette Yasal

Almanya

 

Yasal

Arjantin

Suç Olmaktan Çıkartıldı

Yasal (2017)

Avustralya

Kişisel kullanımı Suç olmaktan çıkartıldı.

Bütün eyeletlerde federal düzeyde Yasal. Hasta uygunluğu ve koşulları eyaletlere göre değişiyor.

Avusturya

Kişisel kullanımı Suç olmaktan çıkartıldı. 2016.

Cannabisten Türetilmiş İlaçlar Yasal

Belçika

3 gr veya 1 çiçeğe kadar yetiştirilmesi suç olmaktan çıkartıldı.

Cannabisten Türetilmiş İlaçlar Yasal

Brezilya

Yasadışı

Sativex

Çek Cumhuriyeti

10 gr’a kadar bulundurma ve 5 çiçeğe kadar kişisel kullanım için yetiştirmek Suç Olmaktan Çıkartıldı

Yasal

Danimarka

 

Yasal

Finlandiya

Özel lisans ile yasal 2006

Fransa

Cannabisten Türetilmiş İlaçlar Yasal

Hırvatistan

Suç Olmaktan Çıkartıldı

Yasal

Hollanda

Yasal

İngiltere

Yasadışı

Epilepsi, Kemoterapi Yan Etkileri ve MS gibi vakalarda yasal

İspanya

Cannabisten Türetilmiş İlaçlar Yasal

İsrail

Yasal

İsviçre

Suç Olmaktan Çıkartıldı

Yasal

İtalya

Yasal

Kanada

Tamamen Yasal

Kolombiya

22 gr’a kadar bulundurma ve 20 çiçeğe kadar kişisel kullanım için yetiştirmek Suç Olmaktan Çıkartıldı

Yasal

Lüksemburg

Suç Olmaktan Çıkartıldı

Yasal

Norveç

Yasadışı

Sativex

Peru

 

Yasal

Polonya

Yasal

Portekiz

Suç Olmaktan Çıkartıldı

Yasal

Romanya

Yasadışı

Cannabisten Türetilmiş İlaçlar, Bütün CBD temelli ürünler Yasal

Şili

Bulundurma ve Yetiştirme Suç Olmaktan Çıkartıldı

Yasal

Tayland

 

Yasal

Uruguay

Tamamen Yasal

Yeni Zelanda

Yasadışı

Yasal


uygulamaları ile fiilen anlaşmadan çekilmiş ülkeler ortadayken, bizimle hiç alakası olmayan bir şekilde başlamış bir propaganda yasağının hala arkasında durmak ayrı bir tartışmanın sorusudur.

Yukarıdaki ifadeler Cumhurbaşkanının beyanlarına, yaklaşımına ters bir duruştur. Tekrar edelim; Cumhurbaşkanı veya Bakanların görevde olduğu konuların uzmanı olması gerekmiyor. Bu her dönem iktidarı ve idaresi için geçerlidir. Bilmesi, bilmiyorsa en doğru kaynaklardan doğrulanmış bilgilerle donanması için işe alınmış uzmanlar bunun için var. Eskiye ve blogumuzda tarihsel kronolojisi verildiği gibi, sadece ABD sermayesinin dezenformasyonuna dayanan bilgi kirliliğinden muzdarip olmak anlaşılır bir durum. Ancak, dünyanın çoktan attığı ve hızla yayılan Tıbbi Kenevir atılımlarında Türkiye'yi on yıllar geriye atacak, "danışmanlık" vermek büyük bir vebal ve sorumluluğu da kişilerin isimleri üzerine yükler.

Çocuğu, yaşlısı, ağrılardan, korkulardan muzdarip, ÖLÜME YÜRÜYEN hastalarımızın büyük faydalar, destekler bulabileceği doğanın mucizesi bir bitkinin şifasına engel olmak DEHŞET bir sorumluluktur. Gelecek sizin; İsrail'in kendi halkını sevmediği, değer vermediği onun için hastanalerinde tıbbi kenevirin kullanılmasına izin verdiği savunmalarınıza ayıplayarak bakar. Aynı şekilde, Kanada'nın, ABD'nin 40 eyaletinin, İspanya'nın, Hollanda'nın, İngiltere'nin, Almanya'nın gençlerini, yaşlılarını sevmediği manasına gelen mantığı da izah edemezsiniz. 

Yukarıdaki verileri, yaptığımız yazışmalarda bir kaç yıl önce Cumhurbaşkanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığımıza iletmiştik. Çok iyi biliyoruz ki, yazışma hiyerarşisinde herşey eni sonu uzmanın önüne gelir. Aldığımız yanıtlardan, uzmanlarımızın bu konudaki bilgi eksikliğinin zaten uzun zamandır farkındayız. Bunu hiçbir zaman kendileri aleyhinde bir mevzu haline getirmedik. Bize düşen, bıkmadan, sabırla doğru bilgileri ortaya koymak, kaynaklarla beslemektir. 

Karşılığında; bürokratlarımızın, uzmanlarımızın, konuya dünyadaki örnekleri gibi, partiler üstü, menfaatler (kâr) üstü hassasiyette eğilerek, Medikal Cannabis (Tıbbi Kenevir)in en güzel uygulamaları, düzenlemeleri, kontrolleri içeren muadil başarılı regülasyonları örnek alarak (belki daha iyi/ilerisi), çalışmaların hiç/en az hatayla tamamlanması için gereken gayretleri göstermeleridir.

Medikal Cannabis Türkiye olarak, Bakanlıklarımıza sunduğunmuz yazılarda ifade ettiğimiz gibi, Tıbbi Kenevir hususunda danışılan her konuya, her soruya bila ücret yanıt vermeyi bir kez daha taahüt ederiz.

Saygılar

(*) "Identification of Psychoactive Degradants of Cannabidiol in Simulated Gastric and Physiological Fluid"    DOI: 10.1089/can.2015.0004

(**) Effects of Marijuana Legalization on Law Enforcement and Crime:Final Report,June 30, 2020
Mary K. Stohr, Ph.D.
Principal Investigator
Dale W. Willits, Ph.D.
Co-Principal Investigator
David A. Makin, Ph.D.
Co-Principal Investigator
Craig Hemmens, J.D., Ph.D.
Co-Principal Investigator
Nicholas P. Lovrich, Ph.D.
Co-Principal Investigator
Duane L. Stanton Sr., Ph.D.
Post-Doctoral Researcher
Mikala Meize, MA
Research Associate
Department of Criminal Justice and Criminology
Washington State University

Medikal Cannabis (Tıbbi Kenevir) Türkiye © Copyright 2015-2022